Kayıtlar

Eylül, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kuşkuyla bakın en küçük olaya bile!

İstediğince yalın görünsün göze Kuşkuyla bakın en küçük olaya bile! Sınayın gerekli olup olmadığını, Hele “alışılagelmiş” türden ise! Açıkça istiyoruz şunu sizden: Sakın doğal bulmayın hep alışılageleni! Çünkü artık hiçbir şeye doğal denmemeli; Şu kanlı kargaşanın, şu düzenli geçinen düzensizliğin, serserice başına buyrukluğun ve insanla ilintisini yitirmiş insanlığın egemen olduğu dönemlerde kimse demesin: Doğaldır bu olup bitenler; böyle denmesin ki. Her şeyin değişebileceğine inanılsın. Bertolt Brecht

Tayfun Atay: Adnan Hoca’nın kullanım süresi dolmuştur

Resim
https://tr.euronews.com/embed/493160 Türkiye'de din konusunda çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Tayfun Atay, Adnan Oktar ve grubuyla ilgili, “Adnan Hoca çevresi denilen oluşumun kullanım süresi 2002’den bu yana Türkiye Cumhuriyeti üzerinde hakimiyet kurmuş AK Parti iktidarı açısından dolmuştur” dedi. Atay, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek"ten yargılamasına başlanan Adnan Oktar ve grubunu Euronews'e değerlendirdi. İslam'ın artık Türkiye'de sistemin dinamosu haline geldiğini belirterek bir zamanlar işlevsel olarak görülen Oktar grubu türündeki yapıların kullanım süresinin dolduğunu belirtti. Tayfun Atay, Batılı bazı örneklere de benzettiği Adnan Hoca grubunu şöyle anlatıyor: "1980'lerin başından itibaren karşımıza çıkan bir grup. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de İslami hareketlilik, özellikle İran Devrimi sonrasında, etkin bir şekilde pek çok farklı oluşumla karşımıza çıkıyor. Adnan Hoca grubu bunlar arasında daha ç...

17 Eylül 1982: Sabra ve Şatilla katliamında binlerce Filistinli katledildi

Resim
Sabra ve Şatilla Katliamı Açıklama Sabra ve Şatilla katliamı, 16 Eylül 1982 tarihinde İsrail yanlısı aşırı sağcı Hristiyan Falanjist milislerin Batı Beyrut'ta Sabra ve Şatilla adındaki Filistin mülteci kamplarını basarak çocuklar dâhil yüzlerce kişiyi katletmesi olayıdır. Vikipedi Tarih : 16 Eyl 1982 – 18 Eyl 1982 17 Eylül 1982: Sabra ve Şatilla katliamında binlerce Filistinli katledildi 17.09.2016 - Marksist.org Sabra ve Şatilla katliamı, yakın tarihin en barbarca eylemlerinden biridir. Aralarında yaşlıların, kadınların ve çocukların çoğunlukta olduğu binlerce silahsız ve savunmasız Filistinli mülteci, İsrail ordusunun denetimi ve gözetimi altındaki Falanjistler tarafından canice bir imha planıyla katledildiler. Birleşmiş Milletler, 16 Aralık 1982'de bu katliamı mahkûm etti ve bir soykırım olduğunu onayladı. Sabra ve Şatilla katliamı, İsrail ile Falanjistler arasındaki işbirliğinin sonucuydu. Filistin halkına ve Filistin Kurtuluş Örg...

Dünyadan Benzerlikler - Kolombia örneğinde Barış Süreçlerinin Sabote Edilmesi

Resim
Kolombiya: Krizdeki barış süreci Ertan EROL / Evrensel Korkulan -ama belki de beklenmekte olan- gerçekleşti ve Kolombiya’da kırılgan barış süreci büyük bir darbe aldı. Kolombiya hükümeti ve FARC arasında imzalanan Havana Barış Anlaşmasının kabulünün üzerinden iki sene geçtikten sonra FARC’ın önemli isimlerinden Iván Márquez, Jesús Santrich ve El Paisa’nın oluşturduğu bir grup eski gerilla silahlı mücadeleye geri döndüklerini ilan ettiler. Her ne kadar aktif bir silahlı mücadeleye girmeyeceklerini belirtmiş olsalar da Kolombiya hükümeti tarafından anlaşmanın garantileri dışına çıkarıldılar. Başkan Duque hızlı bir biçimde bu kişilerin etkisiz hale getirilmesi için özel bir ekip kurduklarını ve başlarına ödül koyduklarını açıkladı. Hiç şüphesiz bu durum barış sürecini en başından beri baltalamak isteyen Uribeci siyasi cephenin büyük bir başarısı olarak yorumlanmalı. Çünkü barış anlaşmasının mimarı olan Juan Manuel Santos’un başkanlık görevinin bitmesi ve Uribeci Iván Duque’nin Başka...

Halktan Kopuk Yöneticilerin "Meselesi" Nedir?

Resim
Hafıza - 06/03/2013 - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik:  "ASGARİ ÜCRETLE GEÇİNİLİR. BİZİM MESELEMİZ BU DEĞİL" Balçiçek İlter'in birçok izleyiciden gelen asgari ücretle ilgili eleştirileri belirtmesi üzerine Çelik şöyle cevap verdi: "Asgari ücretle geçinilmez diye bir şey yok. Geçinirsiniz. Ona mahkumsanız 800 TL de büyük bir paradır. Netice itibariyle peynirin kilosunun fiyatı bellidir, ekmeğin fiyatı bellidir. Bir geçim sürdürebilirsiniz. Bizim meselemiz bu değil. Bunu istismar etmemek lazım." Kaynak: Bakan Çelik: Asgari ücretle geçinilir Halktan kopuk basiretsiz yöneticilerin iktidarda kendilerine alan açılmasını sağlayan yapılar sorgulanmalıdır. Bakan Çelik ile ilgili basit bir internet taraması yaptığımızda, Soma Faciasındaki duruşundan, ŞEHVETİYE TARİKATLARININ ve Yüksek mercilerdeki kişilere yönelik kumpas ve kaset savaşlarının AMİRAL GEMİSİ NE DÖNÜŞEN Adnan Oktar Tarikatı ve suç örgütüne yönelik operasyonda 1999'da Dönemin...

Türkiye'de Sosyal Adalet(sizlik)

"ILO Anayasası (1919), “Başlangıç”  bölümünün ilk cümlesinde, 'Evrensel ve kalıcı bir barışın ancak sosyal adalet temeline dayalı' olduğu vurgulanır.  Avrupa İstatistik Ofisinin 2017 yılına ait gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçları, Türkiye’nin 34 Avrupa ülkesi içerisinde, gelir dağılımı eşitsizliğinde ikinci sırada bulunduğunu gösteriyor. Buna göre, TÜİK verileri, 2017’de Türkiye’de en zengin yüzde 20’lik kesimin, gelirin yüzde 47.4’ünü, en yoksul yüzde 40’lık kesimin ise toplam gelirden yüzde 17 pay aldığını gösteriyor. Başka bir ifade ile, bu durum, sosyal sınıf ve tabakalar arasındaki korkunç gelir dağılımı eşitsizliğini/adaletsizliğini -sosyal adaletin olmadığını- ortaya koymaktadır. Son kırk yılda uygulanan ekonomi politikaların  neden olduğu “durum”  hakkında, Korkut Boratav, 'Türkiye’de neoliberalizmin kırkıncı yılını bir krizin içinden geçerek yaşıyoruz. Kriz bir yana, ekonomi yönetimi felç durumundadır.(…) gelecek belirsizdir' şeklinde değerle...

İşgal altında parçalanmış Anayurdunda tutsak yaşamak

Resim
Kürtler şu dünyada 40 milyonluk nüfusuna rağmen kendi Anayurdunda, kendi Ata topraklarında tutsak yaşayan tek halktır. Bu durum sadece biz Kürtlerin değil uygar dünyanın bir ayıbıdır. Kendi topraklarımızın her bir parçasında zulmün ayrı tonunu yaşıyrouz. Türk Demokrasi Anlayışı: Seçilmişi görevden alıp atanmışı yerine getirmek 

"Kavgasız, kutuplaşmasız, savaşsız bir hayat mümkün müdür?"

Resim
"Evet mümkündür. Ama koşulu var; kavganın, kutuplaşmanın, savaşların nedeni ortadan kalkmalıdır!.. Günümüzde yaşanan kavgaların, kutuplaşmaların, savaşların asıl kaynağı sömürüye dayanan toplumsal üretim tarzı, toplumsal ilişki biçimleri ve onun üzerinde şekillenen burjuva sınıfın egemenliğidir. Sömürü ilişkileri ayırır, kutuplaştırır ve çatıştırır. Bu kaçınılmazdır. Asıl kutuplaşma ve çatışma ise sömüren ve sömürülenler arasındadır. Kiminde daha belirsiz ve bulanık görünse de kiminde bütün netliği ve uzlaşmazlığıyla kırıp-geçiren türden yaşanır.  Kötü olan kavgasızlığın, barışın ve adaletin olması istemi değildir. Kötü olan bunların nasıl mümkün hale gelebileceğinin gizlenmesi; kapitalist sömürü ve zulüm sisteminin ürettiği ölüm, açlık ve yoksulluğun insanlığın yüzde 98’ini nasıl vurduğunun atlanarak yığınların-uyanış içinde olan kesimleri de içinde olmak üzere aldatılmaya çalışılmasıdır. Kavramları içeriklerinden ve toplumsal hayatın gerçekliklerinden soyutlayarak kullanan liber...

Şirinevler'den bir işçi

Resim
Bu Sistem Acı Üretiyor! Şirinevler’den bir işçi Yaşadığımız kapitalist sömürü düzeninde emekçiler olarak her gün yüreğimizi derinden yakan acılar yaşıyoruz. Bu sistem sürdükçe yaşamaya da devam edeceğiz. Yakın zamanda beni en çok etkileyen böyle bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Altı yaşındaki Salih’in hayatının nasıl ellerinden alındığını… Geçtiğimiz günlerde Ankara’da yaşayan Suriyeli savaş mağduru bir aile, atık sebze ve meyve toplamak için akşam saatlerinde semt pazarına dolaşmaya çıkıyor. Nasıl bir çelişki, nasıl bir akıl dışılık! Bir yandan yapay zekâdan, uzay yolculuklarından bahsediyor insanlık, bir yandan atık meyve, sebze topluyor yerden! Aile, altı yaşındaki çocukları Salih’in bir anda kaybolduğunu fark ediyor. Çocuklarını en son gördükleri yere gittiklerinde ise sebze kasalarının yanında, kapağı açık bir kanalizasyon kuy...

Geçmişten Siyasi Portreler

Resim
[Hürriyet/ 13.10.2002] Gaflarıyla esprilere konu olan DYP Lideri Çiller, dün Kırıkkale’de söyledikleriyle daha öncekileri gölgede bıraktı. Akbulut ve Tuğrul Türkeş ile birlikte kalabalığa seslenen Çiller, ‘‘Sizi Cenab-ı Allah'a emanet ediyorum’’ diyeceğine, ‘‘Cenab-ı Allah'ı sizlere emanet ediyorum’’ dedi. Çiller, 3 Kasım seçimleri öncesinde başlattığı yurt gezilerine dün de Kırıkkale, Çorum ve Amasya'da devam etti. Helikopterle ilk olarak Kırıkkale'ye geçen Çiller, meydana seçim otobüsü ile çevredekileri selamlayarak geldi. DYP'nin iktidardan uzaklaştığı her dönemde milletin mağdur edildiğini savunan DYP Lideri, otobüsün üzerinden kalabalığa sorular sorarak konuşmasını sürdürdü. Çiller, şöyle konuştu: TÜRKEŞ'İN OĞLU BURADA ‘‘Memnun musunuz bu iktidardan, kim bunlar? Birisi Sayın Ecevit. Ona oy veren vatandaşlarıma diyorum ki oyumu geri istiyorum. Sonra MHP var, verdiği sözü tuttu mu? Alparslan Türkeş'in oğlu nerede? DYP'de. O zaman milliyetçil...

Biz Aleviler Hakikat Cevherine Aşk Demişiz

İbadet mananın özünü, hakikati, hakikatin cevherini idrak etmek için vardır. İnancın nihai amacı idraktir. Yolunu şaşırmış olanlar ibadetin nihai hedef olduğu yanılgısıyla rehavete düşerler.

Savaşmak Niçin Bir İktidar Stratejisine Dönüşüyor?

Resim
S avaş ve savaş kışkırtıcılığı, etkin bir finansal kaynak haline geldi. Savaş tehdidi, yaygın iktidar stratejisine dönüştü. Yerellerdeki savaş kışkırtıcılarının söylem ve politikaları, en büyük krizini yaşayan küresel kapitalist sistemin n eoliberal sömürü politikalarından bağımsız değildir. "Korkunç bir silah yığınağı ile birlikte insanlığı büyük bir emperyalist savaşa doğru sürükleyen girişimler giderek artmaktadır." Savaş ve yıkım yerine barış ve huzurun tesisi bir insanlık meselesidir. Yiğitlik artık savaşmaktan ve savaş çığırtkanlığı yapmaktan değil bilakis diyalogdan ve barışa hizmetten geçiyor.  Sorgulamayı ve özgür iradeyi öteleyen her girişim "muktedirlere" hizmet eder.  Bugünün "muktedirleri" dünya tekelleri ve yerel işbirlikçilerinden başkası değildir. Unutulmamalıdır ki;  Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla örülüdür.  Günümüzde savaş karşıtlığının, insan hakları aktivizminin, çevreciliğin bile tekelleri...