Mektup: TÜPRAŞ’ta canın pahasına çalışırsın

Koç'un dayatmalarına karşı direnen bir TÜPRAŞ işçisi çalıştıkları zorlu koşulları anlattı. Bir TÜPRAŞ işçisi İzmir Sabah her gün soluduğun gaz kokusunun vermiş olduğu yorgunlukla kalkarsın. Bir telaş içinde koşuşturma, herkes işine zamanında gitmeyi hedefliyor. Müthiş güvenlik önlemleri içerisinde fabrikaya girersin ve start verilir. O sabahın temiz güzel kokusu yerini gaz kokularına bırakır. Ünitene gidersin, sanki askerde silah kuşanır gibi yanmaz iş kıyafetlerini giyersin, gaz dedektörünü takarsın, acil kaçış maskeni takarsın, water jeli (göze gelebilecek asit ve diğer tehlikelere karşı ve yanıklara ilk müdahale için yanımızda bulunan bir ilaç) yanına alırsın. Sanki çalışmaya değil de fabrikadaki kimyasallara karşı savaşa çıkarsın. Yoğun bir tempo oradan oraya, oradan oraya. İşe göre rafinerinin her yerine gidersin. Öğle olur yemeğe gelirsin acil bir iş çıkar. “Ünite yatmak üzere koşun!” ve sen yemek saatinde ücret almadığın halde işe koşarsın kendinden, dinlenme saatinden ...