Kayıtlar

Mayıs, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mektup: TÜPRAŞ’ta canın pahasına çalışırsın

Resim
Koç'un dayatmalarına karşı direnen bir TÜPRAŞ işçisi çalıştıkları zorlu koşulları anlattı. Bir TÜPRAŞ işçisi İzmir Sabah her gün soluduğun gaz kokusunun vermiş olduğu yorgunlukla kalkarsın. Bir telaş içinde koşuşturma, herkes işine zamanında gitmeyi hedefliyor. Müthiş güvenlik önlemleri içerisinde fabrikaya girersin ve start verilir. O sabahın temiz güzel kokusu yerini gaz kokularına bırakır. Ünitene gidersin, sanki askerde silah kuşanır gibi yanmaz iş kıyafetlerini giyersin, gaz dedektörünü takarsın, acil kaçış maskeni takarsın, water jeli (göze gelebilecek asit ve diğer tehlikelere karşı ve yanıklara ilk müdahale için yanımızda bulunan bir ilaç) yanına alırsın. Sanki çalışmaya değil de fabrikadaki kimyasallara karşı savaşa çıkarsın. Yoğun bir tempo oradan oraya, oradan oraya. İşe göre rafinerinin her yerine gidersin. Öğle olur yemeğe gelirsin acil bir iş çıkar. “Ünite yatmak üzere koşun!” ve sen yemek saatinde ücret almadığın halde işe koşarsın kendinden, dinlenme saatinden ...

Lovely genius pure talent beautiful sweetheart musician Joss Stone's world tour

Resim

Anne Halime Encu: ‘Veli kalmıştı elimde, onu da aldılar’

Resim
Tutuklu HDP eski Milletvekili Ferhat Encu’nun kardeşi Veli Encu, ‘örgüt üyesi olmak’ iddiasıyla tutuklandı. Anne Halime Encu ise ‘Veli kalmıştı elimde, onu da aldılar’ diyerek isyan etti. #RoboskiKatliamı

Ülkede var olan hukukun gereği yapılsın diye açlık grevi yapmak

Resim
Kimlik, yöntem ve ideolojiden bağımsız olarak değerlendirildiğinde, t ecrit politikasına karşı yapılan açlık grevi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin halkıyla en temel kontratı olan Anayasal hakların ve hukukun önüne geçen kişiye özel tecrit/rehin alma politikasına karşı yapılmış bir eylemdir. Ülkede var olan yasalar karşısında sergilenen uluslararası saygınlığa yakışır bir devlet tavrı, yasalar karşısında herkese eşit mesafede durulmasını gerektirir.

Alevilik yüz bin yıllık insanlık tarihinin hafızasıdır

“Alevilik yüz bin yıllık insanlık tarihinin hafızasıdır. Bu hafızanın içerisinde insanlığın kurtuluş ütopyası vardır. Kamil insan, kamil toplum modeli ve rıza şehri* Aleviliğin toplumsal algısıdır. Alevi bilgelerin ortaya koymuş olduğu bu ütopya insanlığın kurtuluşunu da önceleyen bir anlayıştır... Ezilenlerin, dışlananların, ötekileştirilenlerin yanında yer alan bir öğreti ve inanç olan Alevilik, egemen inançların her zaman baskısı altında olmuş. Bu nedenle toplumsal ütopyası ve tarihsel boyutu nedeni ile kırımlara uğratılmıştır... Alevilik geçmişler toplamıdır. Tabi ki 1500 yıldır var olan İslami birtakım değerlerin Aleviliğin içine girmesi çok doğaldır. Çünkü var olan her şey başka şeyleri de etkiler... Tekamül yasası zaten tam da bunu içerir. Der ki bir şey varlaştığı zaman anında başka şeyleri de etkiler. Dolayısıyla özneler arası geçiş nedeniyle bugün 1500 yıldır var olan İslami bir takım değerlerin de Aleviliğin içerisine taşındığı bir gerçektir. Ama önemli olan Alevi bilgelerin...

Eline, beline, diline sahip ol.

Resim
A levi toplumunun binlerce yıllık geleneğinde temel düstur olan ' eline, beline, diline sahip olmak '; hırsızlık yapmamayı, başkasına zarar vermemeyi, yalan söylememeyi ve kendine yasak olan kimselerle cinsel ilişkiye girmemeyi öngören en temel kuraldır. B u yasaklara uymayan kişi 'düşkün' diye tanımlanır ve işlediği suçun boyutuna göre ceza verilir. Yoldan çıkan kişinin topluma kazandırılması, ona yol ve erdemin öğretilmesi yine toplumun görevidir.

İBB'deki devasa israfa dair iddialar

"İddialar korkunç. Küçük bir devlet kadar bütçesi olan belediye yandaş vakıf ve şirketlere, AKP kadrolarına çok büyük paralar aktarmış. Belediye dijital kayıtlarının alınmasına bu nedenle büyük gürültü yaparak karşı çıktılar belki de… Bir günde yürütmeyi durdurma kararı aldırdılar." Yetim Hakkı Yemeyeceksiniz! O kadar da zor olmasa gerek...

Kişilere değil ilkelere bağlanmayı erdem bilirim

"Siyasal ve düşünsel olarak birine bağlanma yeteneğimi gençken kaybettiğim için ilkelere bağlanmayı erdem bilirim, kişilere değil."

Neoliberalizmin İflası!- Fikret Başkaya

Resim
“Yaşamın en dolaysız hakikatini anlamak isteyen kişi, onun yabancılaşmış biçimini incelemek, bireysel varoluşu en gizli, en gözden ırak noktalarında bile belirleyen nesnel güçleri araştırmak zorundadır”.                                                                                                                               Theodor W. Adorno "... Kapitalizm ilk yapı...

Onurlu Kürt Kadınlarımızı Dört Duvara ve İşkenceye Mahkum Eden Zihniyet

Resim
“19 yaşında cezaevine girdim ve Esat Oktay’ın zulmüne boyun eğmedim. Yanında ayağa kalkmadığım için beni köpeğinin iki metrekarelik odasına koydu iki ay o pisliğin içinde kaldım. Zorla okutmak istedikleri marşları okumadım askeri saç tıraşı olmadım diye işkenceler gördüm. Bunca olana rağmen zulmün biteceğine inandım, umudumu korudum böylece ruh sağlığımı da korudum. Bunları hiç bir yerde dile geti rmedim ama yaşadıklarım suçlama olarak karşıma çıkıyor. Bu hiç bir şekilde suç olarak karşıma çıkamaz. Diyarbakır cezaevindeki o vahşetle yüzleşilmeden hiçbir sorun çözüme kavuşmaz. Bülent Arınç yaşadıklarımı kıyısından duymuş, ‘Ben o kadının yerinde olsaydım dağa çıkardım’ demiş. Ama ben öyle yapmadım ayakta kaldım direndim. Yan koğuşumda bir erkek dövülerek, işkence edilerek katledildi. Eşi yanımdaydı birlikte feryadını işitiyorduk. Bu devlet bana özür borçludur, ama kalkmış suç olarak önüme koyuyor asla suç olarak kabul etmiyorum.” - Gültan Kışanak.

Anneler Gününde Çocukları Açlık Grevinde olan Anneler Tecriti Protesto Etti

Resim
A çlık grevindeki ve ölüm orucundaki tutsakların anneleri tecrit politikalarına, açlık grevlerine ve ölüm oruçlarına dikkat çekmek için eylemlerine Anneler Günü'nde de devam ettiler. Diyarbakır Batıkent kavşağında yapılan oturma eylemi ile başlayan buluşmaya Diyarbakır Barosu da destek verdi.

'İnsanın kendi kaderini belirleyemediği zamanlara kölelik denmiştir'

Resim
"Her insanın, hatta belki de az buçuk irade taşıyan her canlının kendi kaderine hakim olma çabası, kendi kaderini belirleme arzusu vardır. Öyle ki bu insanileşme sürecinin en kuvvetli halkasıdır. Özgürlüğü ifade eden bu duygu adına medeniyetler kurulmuş yıkılmıştır, insanın kendi kaderini belirleyemediği zamanlara kölelik denmiştir..." Turan Kara / Evrensel

Ortak Değerlerin Altını Oyan Çağın Lût Kavmi

Baş İmam: Adnan Oktar. Tek hakim. İmamlar: Bahadır Güven, Fırat Develioğlu, Halil Hilmi Müftüoğlu, Emre Nil. Baş İmam'ın fetvalarını cemaate duyurup, uygulanmasını kontrol ediyorlar. Baş imamla, sadece onlar görüşebiliyor. Kardeşler: Cemaatin halkla ilişkiler kolu. Hepsi erkek müritlerden oluşuyor. Kitapların basılması, şantaj kasetlerinin, karalama metinlerinin hazırlanması, dağıtılması, toplantıların düzenlenmesi onların görevi. Bacılar: Kadın müritlerden oluşuyor. Cemaat içinde kıdem alan, eğitimini tamamlayan, Adnan Hoca tarafından imana ulaştıkları kabul edilen müritler. Kardeşlerle aynı görevleri üstleniyorlar. Cemaat içinde, kendi istedikleri erkek müritlerle birlikte oluyorlar. Partnerlerini seçme hakları var. Eski manken Gülay Pınarbaşı da cemaatin bacılarından. Cariyeler: Adnan Hoca tarafından, sınanıp hiç bir zaman bacı olamayacaklarına karar verilen kadınlar. Cemaat içinde yatak odası partnerlerini seçme şansları var. Ka...

"İyi Olmak Kolaydır, Zor Olan Adil Olmaktır"

Resim
"Ernst Fehr and Urs Fischbacher’e göre (2004) sosyal normlar anlaşılmadıkça insan iş birliğinin arkasındaki güçleri ve iş birliğini sağlayan özellikleri anlamak mümkün değildir. Deneysel kanıtlar; iş birliğinin çoğunun şartlı olduğunu göstermektedir ki, bir taraf oyunun kurallarına uyarsa diğer tarafın da uyması beklenmektedir, bir taraf normu ihlal ederse diğerlerinin de ihmal etmesi meşru sayılmaktadır. Yasadaki haklar CHP, İyi Parti veya HDP için işletilmiyor ancak AKP-MHP için işletiliyorsa, yani yasa bir taraf için kullanılıyor diğer taraf için kullanılmıyorsa, yasanın meşruiyeti yani muhalif taraftan kararlara uymasının beklenilmesi 'şartı' da ortadan kalkmaktadır." - Prof. Dr. Adnan Gümüş / Evrensel

"Anayasaya Aykırı Ama" Kararı Alanların Yüksek Yargıyı Eleştirmesi Sorunsalı

ilk taşı günahsız olan atsın! Geliştirilmesi gereken mevcut yasalara riayet edilmesi, ülkedeki bütün siyasi kesimlerin ve toplumun yegane güvencesidir. Herkes "kendine kadar demokrasi" isterse bu meseleler sittin sene çözülemez!  - Tarih 13 Nisan 2016 - Kılıçdaroğlu: AKP’nin dokunulmazlık teklifi Anayasa’ya aykırı ama ‘Evet’ diyeceğiz. - Demokratik Siyasete, kürsü dokunulmazlığına, fikir ve ifade hüriyetine köklü bir darbe vuran kararın ardından 4 Kasım 2016 tarihinde gerçekleşen HDP'ye siyasi darbe.

- İki dil bilen, iyi yetişmiş, eğitimli, varlıklı ailelere sahip gençler…

- İki dil bilen, iyi yetişmiş, eğitimli, varlıklı ailelere sahip gençler… Peki niçin Adnan Hoca gibi birinin kölesi olmayı seçiyorlardı? Sadettin Tantan - Asıl araştırılması gereken bu. Vaktimiz olmadı. Mesela Hizbullah terör örgütü insanları evlerin bahçesine gömdüğünde, o konudaki tüm yetkin insanları toplayarak araştırma başlatmıştık. Bu insanlar nasıl oluyor da amcasını, dayısını, babasını yargılıyor, bilgisayar ortamında arşivliyor ve gömüyordu? Bunu yapmıştık. Bizim vaktimiz olmadı ama şimdi Adnan Hoca konusunda da aynı çalışmayı yapmak gerekiyor. Bu insanlar neye kanıyor? Acaba geçmişten kaynaklanan muhafazakâr bir yapıdan dolayı bir takım zafiyetlerini Adnan Hoca’nın sunduğu yakışıklı erkekler ve güzel kızlarda mı kullanıyorlar? Bu şekilde insanların kaydedilmesi, arşivlenmesi sayesinde büyüyen bir şantaj ağı çalıştırıyorlar. Böyle bir ağ iç ve dış odaklar tarafından desteklenmeden oluşamaz. (Hürriyet / 17/07/2018) https://elamidirius.blogspot.com/2019/05/adan-oktarn-sapk...

Kırmanckî (Zazaki) lehçesinde yayınlanan VATE

Resim
VATE HAKKINDA 1996 yılında Kürtçenin Kırmanckî (Zazaki) lehçesinde yazan çizen bir grup Kürt İsveç’in Stockholm kentinde toplanarak Vate Grubunu oluştururlar. Grup, 1997 yılında Kırmanckî lehçesiyle Vate dergisini çıkarmaya başladı. 2000’li yıllardan itibaren  Türkiye’de de yayımlanıyor. En uzun ömürlü Kırmanckî dergi olan Vate’yi hazırlayan grup her toplantısında Kırmanckî terimler üzerine tartışmalar yürütüyor. Geçen sene Duhok’ta yapılan toplantıda Kırmanckî’de belediyecilik, sağlık ve medya terimleri tartışılmıştı. (İstanbulEVRENSEL)

Çocuklarımızın ve Gençlerimizin Yardıma İhtiyacı Var

Time Code 29:40 talking about addictions and social media impact on people self asteem https://www.youtube.com/watch?v=GeBqkf4SmqQ

"Kendi içinde boğmak…"

Resim
" Telegramcıların mantığı şu: İşkence nasıl olsa ispatlanamaz. İşkenceye muhatap kalan ısrarla meseleye dikkat çekerse kestirmeden ‘majör depresyon’ teşhisi konulur, alttan alta da ‘kafayı sıyırmış.’ düşüncesi zerkedilir. Majör depresyon teşhisinde bulunan doktor bile meseleyi izah etmeye kalkan hastasını daha ilk cümlesiyle boğar: ‘Siz böyle bir şeyin olabileceğine gerçekten inanıyor musunuz?’ Bu söze muhatap kalan kişi eğer Salih Mirzabeyoğlu değilse, yaşadıklarını anlamlandıramaz, kendinden iyice şüpheye düşer ve işkenceden maksat hasıl olur: İşkence katlanarak artar, insanın iradesi esir alınır, kişinin en başta kendisine, daha sonra ailesine ve tedricen çevresine yabancılaşması sağlanır."

Ehl-i Beyt Alimleri

Resim
Sus ve Dinle Hamuş!.. Dedi Mevlana kendisine Hamuş!... Yani Sus!... Sustuğu yerde açıldı kapılar, önüne serildi ışıltılı kelimeler, kalbi duygular... Hamuş dedi sustu Mevlana... Sustu ve kapandı karanlıklara... Karanlıklara şems doğdu sonra. Baktı, gördü. Adına Aşk dedi... Candan özge candan öte olana... Yaprakta tohumu, damlada okyanusu gördü sonra... Hamuş demiştim ben de kendime. Sözün bittiği yerde, noktanın konduğu yerde susturmuştum bütün kelimelerimi. Anlatmak yormuştu nazenin bedenimi... Anlaşılamamak ise en çok yüreğimi. Sustuğu yerde anlaşılmaktı belli ki bütün derdi... Hamuş!.. Demiştim ben de kendime. Seni anlatmayan bütün kelimeleri susmuştum. Senle başlamayan bütün cümleleri bir bir bozmuştum. şems ol da gel karanlıklarıma doğ diye ummuştum... Umutmuşsun!.. Unutmuşum!... Hamuş demiştim ben de kendime. Suskunluğum verilene rıza göstermekti... "İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta...