Kayıtlar

Kasım, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türkiye'de kurumsal ayrımcılık: Fırsat eşitliği ve liyakat yerine ahbap-çavuş düzeni

Resim
  via alismetamorphosis.blogspot Apoletli statükocular, Fetö'cüler, Cumhur İttifakı derken gelen gideni aratmıyor... Türkiye'de Alevi bir Kürtseniz iktidarı oluşturan örtük/açık koalisyonlar aynı kapıya çıkıyor: Bize yönelik kurumsal ayrımcılıkta ve düşmanca politikalarda hepsi birleşiyor. Siyaseti belirleyen büyük sermaye tekçiliğin bayraktarlığını yapanların elinde olduğu müddetçe durum değişmeyecek. 2015 yılında Kamu Denetçiliği Kurumuna elimdeki resmi belgeyle bir başvuruda bulundum. 2000 yılındaki öğretmenlik atamalarında mezun olduğum bölümün felsefe grubu ders kredileriyle ilgili hatanın geriye dönük düzeltilip düzeltilemeyeceğini MEB'in o dönem gönderdiği gerekçeli ret belgesiyle birlikte sordum (Dosya no: 2015/5946). Kamu Denetçiliği Kurumundan aradılar. Yarım saat konuştular. Nihayetinde tekrar KPSS'ye girmemi tavsiye etmekten öteye geçen bir açıklamada bulunmadılar. İşin gerçeği öğretmenlik arzu ettiğim meslek değildi. Asıl amacım saatleri az olan bir memuriy...

Çocuk istismarcısı adi çetelerle iç içe geçen ırkçı paramiliter yapılanmalar ve devlet kurumlarındaki uzantıları

Resim
KURUMLARDAKİ YOZLAŞMA ORTADAYKEN KİMİ KİME ŞİKAYET EDELİM?!  via alismetamorphosis.blogspot Kurumsal destekli siber ve akran zorbalıklarına karşı mücadele eden bir anne ve konuya hakim bir sosyolog olarak bu mücadelemde maalesef istediğim kadar yol kat edemedim. Verdiğim uzun soluklu mücadelede önüme engeller koyan resmi ya da sivil herkesin gereken cezaları almalarını ümit ediyorum. Zaman zaman kürsülerden etnik kimlik ve siyâsi oy tercihi ile terör arasında bağlantı kuran devletin üst düzey temsilcileri oluyor. Bunlardan güç bulan kişi ve kurumların bizleri fişlemek ve kriminalize etmek için  kayıt altında tutulan parmak izimize kadar tüm kişisel bilgilerimizi  para-militer çeteler eliyle kullanması kaçınılmazdır. Hiçbir yasa veya ahlaki kriter taşımayan saldırlar karşısında ne kendimizi ne de çocuklarımızı koruyabiliyoruz. Bunun için yargıda başvurabileceğimiz kurumsal bir muhatap yok ***. Böyle devlet ahlakı olmaz. Bir çocuk, henüz on iki yaşındayken babasından döndüğ...

Yandaşlık ilişkileriyle yozlaşmış bir kitle inşa edip bizim başımıza sardılar...

Resim
alismetamorphosis@gmail.com Çalıntı sorularla, emek harcamadan, torpille devlet kadrolarına yerleşenler, özünde kırılgan/aciz kişiliklerdir. Bizler gibi kendi emeğiyle okullar okumuş, sınavlar geçmiş, başarılar elde etmiş kişilere içten içe haset duyarlar. Göbekten bağlı oldukları çıkar ağlarında her tür kepaze işi canı gönülden üstlenirler. Bize de her fırsatta " Siz istediğiniz kadar entele dantele bağlayın, biz sizin çocuklarınızın boynuna ip geçirir gezdiririz " mesajını verirler. Dediklerini de yaparlar. Başarısızlıklarının acısını çocuklarımızdan, gençlerimizden çıkarırlar. Sistemin ayrıcalıklarından beslenen bu kesimler Osmanlı'daki devşirmeciliğin post modern versiyonlarıyla çocuklarımızı ergenlik zafiyetleri üzerinden avuçlarının içine alıyorlar. Emniyet ve Yargı birimlerindeki uzantılarıyla koordine çalışıyorlar. Tuzağa düşürdükleri çocuklarımızı "ödül/suça ortak etme/tehdit/şantaj" ağıyla bizlerden uzaklaştırarak cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağla...

Paralel Devlet Yapılanmasının yerini cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağları aldı

Resim
via alismetamorphosis.blogspot Sistemin "görünmez kirli araçları"nın hangi mekanizmalarla devreye girdiğini biliyoruz  Eskinin iktidar ortağı, şimdilerin terör örgütü malum cemaat yapılanmasının toplumda ve kurumsal yapılarda sebep olduğu tahribatın telafisi yok. Devleti ele geçirme hırsıyla sapkın ve karanlık bir ruhun emrine girmiş gibi ortak bütün değerleri ayaklar altına alarak saldırdılar. Fetö gibi, Adnan Oktar'cılar gibi taşeron yapılanmaların bir ayağı devletin kurumlarındadır, diğeri de mahalle aralarında gençlerin ayağını kaydıran fuhuş ve uyuşturucu çetelerinde. Bunlara siber çeteler de eklendi. Kaset/kumpaslarla insanları kumanda eden şantaj ağlarıyla çalışıyorlar. Saldırı düzeneklerinde kullanabilecekleri 'işlevsel'  parçaları kendilerine ayırıyorlar. TMSF'de kilit görevlerde bulunan eski eşim Fatih Kemal Altaylı'yı uygunsuz işlerde tuzağa düşürdüler, sonra da denklemi yeniden kurup cemaat/hemşerilik çıkar ağlarına içgüvey yaptılar. Sağlamasın...